Muan kendini şımartman için seni bekliyor.
- Hazal Yılmaz
- 8 May
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 May
Brixton’ın keşmekeşi önümde: Alışveriş torbaları, sırt çantaları, battaniyeler, pırasa, dört tanesi bir pound’a limon sepetleri, baget ekmek, çiçekler, elmalar, ananaslar; omuz, bel, postacı çantaları. Pure Vinyl’da dinlenmiş, beğenilmiş ve satın alınmış plakların dolu olduğu torbalar. Kimileri bisikletleri, bebek arabalarını ve valizleri istasyon merdivenlerinden indirip çıkarmaya çalışıyor. Diğerleri elektrikli bisikletlere takılı hoparlörleriyle yüksek hızda giderken Souljazz Orchestra yayını yapıyor. On iki, belki de on beş kişilik bir grup, Peckham’a giden 37 numaralı, Marylebone’dan Crystal Palace’a yolculuk yapan 3 numaralı otobüsü veya Tooting Bec’e 333 numarayı bekliyor. O sırada hala gidip de denenecekler listemde olan Daddy Bao’nun susamlı patlıcan ve shiitake mantarlı bao’sunu hatırlıyorum. Uzak mahallelerden ziyaretçiler ve turistler, David Bowie’nin doğduğu semtte bir saygı duruşu olarak çizilen duvar resminin önünde poz veriyorlar. Tam bu posta kodunda, ancak soylulaşma öncesi başka bir gerçeklikte yaşamış olduğunu düşünüyorum. Onun mahallesinin bileşenlerini merak ediyorum. İnsanlar kırmızıda bekliyor, yeşil ışıkta geçiyor, bazıları otobüsü, treni, öğle yemeğini, hayatı yakalamak için sokağın karşısına koşuyor. Londra’nın en eski sinemalarından biri, 1911’de açılan The Ritzy’de günün duyurusu Joanne & Stu’dan: “Şans istedim, seni gönderdiler.” Brixton, her zamanki gibi, canlı ve enerjik.

Bugün, Brixton’a gelme sebebim hemen her zamankiyle aynı: Brixton Village ve Market Row. Sokaklarda yürürken, kendi hafıza birikintilerim arasından anıları çıkarıyorum. İlk kez La Fauxmagerie için gelmiştim. Sonraları Brick Lane’e taşınan, şimdi Camden Town’daki Purezza’da yerleşen ünlü Fransız tarzı vegan peynir dükkanı. Bir vegan için Brixton’ı her ay düzenli ziyaret etmek için Brixton Blue vegan peyniri ve Camamvert’den daha iyi bir sebep olamaz. Yıllar içinde pazar, Güney Londralı arkadaşlarımla buluşma noktası oluyor. Sarava Creperie’de galette ile kahvaltı; etek tasarımları ya da gelecek koleksiyon için kumaş alışverişi; Okan’da kimchi teppanyaki; Arepa & Co’da tatlı patatesli, közlenmiş elmalı, gevrek mısırlı, Arepa de Conuco; Pergola’da apéro. Son zamanlarda Brixton Village’a gelme sebebim tek bir amaca yönelik: Açlık ve Muan Tayland mutfağı, doğal şarap restoranını aşermek.

52-53 Granville Arcade, Coldharbour Lane’de, lokallere soracak olursan Brixton Village’ın 3. Caddesi üzerinde bulunan Muan, pad Thai hazzımın ve devam eden Keyfekeder bir Rehber: Tofu arayışımın buluştuğu yer. Veganlara vaat edilen diyarlardan biri olan Muan’da menüde sıralı lezzetleri paylaşmak için bir ittifak kurmak şart. Herhangi bir sebeple orada olamayan arkadaşlarına kaçırdıklarını anlatmadan önce Muan’ın vaatlerine göz atalım isterim. Baharatlı papaya Som Tum salatası. Yer fıstığı, kızarmış tofu ve nohutla yapılan ağız sulandıran pad Thai. Umamili, çıtır Çin usulü taze soğanlı gözleme. Tatlı ve ekşi tamarind sosuyla kızarmış mantı. Yanında eşlikçi Rémi Pouizin’den Côte du Rhône, Mali Old Fashioned ya da Hola-Par.
Kıssadan hisse: Vegan ol ya da olma, veya sadece meraklı bir Tayland mutfağı aşığı ol, Muan seni kendini şımartacağın bir iki saat için bekliyor. Hep birlikte, şimdi, orada olmamak için bahanen yok sanki.

Mutlaka: Menü hem veganlar hem de bitkisel beslenmeyi tercih edenler için özenle hazırlanmış. Vegan Kasap başlığı altındaki baharatlı jaew sosuyla (genellikle kurutulmuş kırmızı biber, vegan balık sosu, misket limonu suyu, palmiye şekeri, kavrulmuş pirinç unu ve taze otlar gibi malzemeler içeriyor) ızgara vegan biftek ya da Bahçe kısmından nohutlu yeşil köri.

Favorim: Shiitake mantar ve tofu şiş, kırmızı köri sosu içinde. Kesinlikle.
Sonraki durağım: Addis, Etiyopya kahvesi için. Ayrıca bazı kek seçenekleri ve bir sonraki Brixton gezintinde tatmak için listeye eklemelik günlük menü de var.