Shoreditch Günlükleri: MukBap’a Bir Aşk Mektubu
- Hazal Yılmaz
- 7 May
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 May
Vegan bir Londralı olmak tam bir lüks. Sabah 7:30’da yulaf, bezelye ya da badem sütlü latte bulabiliyor; kahvaltıda fırından taze çıkmış mantarlı ve mercimekli börek ya da gözlemeye ulaşabiliyor, 10 dakikalık kuyrukların sonunda havuç lox ve frenk soğanlı bagel, canın ne zaman çekerse ev yapımı Vastrami’den Reuben (istikameti ileriki sayılarda paylaşacağım), film öncesi “hadi bir şeyler atıştıralım” günleri için vegan ve glutensiz pizza veya Soho’da gezerken canın çekince donut bulabiliyorsun. Ama Londra’yı sevmemin en büyük sebebi, canın ne çekerse çeksin, her mutfağın veganlaştırılmış versiyonunu bulabilmem. Yaşadığım hatta gezindiğim başka hiçbir şehirlerde 500 metre mesafede pirinçten yapılan Tayland makarnası pad thai, sebzeli pho, Viyetnamım meşhur makarna çorbası, ve Shan, turşulu garnitürlerle servis edilen geleneksel Burmalı pirinç makarnası, bulmam mümkün değildi. Ve Pho’nun suyunu kaşıklarken ya da brokolileri chopstick’le kaldırırken, bir başka yerde tabakları süsleyen tatlı patatesle yapılan makarnayı denememin şart olduğunu öğrenmem. Nerede? Diye soruyorum tabii ki hemen. Shoreditch, Liverpool Street Station’a yakın, isim: MukBap, diyorlar.
Bir süredir herkesin dilinde olan bu mekân hakkında yazmadan önce, menüdeki neredeyse her şeyi denemek istedim. Anlamı Kore’nin Muk (meşe palamudu jölesi) ve Bap, pişmiş pirinç kelimelerinin birleştirilmesinden türüyor. İçeri girip tercihen sokağa bakan tezgâhta bir yer bulduktan sonra, menüyü okuyorum. Çalışıyorum bir nevi. Şimdi seninle çalışma defterlerime aldığım Mukbap notlarını paylaşayım:
Shoreditch Günlükleri, 13 Haziran – Menü #1: Kimchi pancake Jeon, yapışkan siyah fasulye ve salatalıklı kimchi eşliğinde. Bu kadar da kimchi fazla mı diyorsun? Ben tam tersini savunurum—keşke kimchili kızarmış pilavı da ekleseydim. Tatlıların bile kimchiden yapıldığı bir restoran olsa. Çok gün ordayım.
Shoreditch Günlükleri, 22 Kasım – Menü #2: Kızarmış tofulu Bibimbap. Bu, malzemelerin özenle dizildiği, Japon usulü bir tablo gibi yerleştirildiği, bir kase yemeği değil. "Bibim" karıştırmak, "bap" ise pişmiş pilav demek; dolayısıyla tabağındaki tüm malzemeleri karman çorman etmen gerekiyor. Karıştırdıkça tatlar daha da yoğunlaşıyor, birleşiyor ve kaynaşıyor. Tabağıma biraz da kimchi ekledim. Şaşırmadın bu noktada herhalde.
Shoreditch Günlükleri, 3 Ocak – Menü #3: Üç fermente sebze—ıspanak, soya filizi ve turptan hazırlanmıştı. Ana yemek olarak da tatlı patates eriştesi Japchae üzerine tofu. Tabağıma bakınca aklıma Jackson Pollock tabloları geldi.
Shoreditch Günlükleri, Zaman: Belirsiz, Menü #4:. Bir dahaki sefere, dördüncü menü için çıtır kızarmış deniz yosunu rulolarını, Kimmari, baharatlı vegan domuz pilavıyla Jaeyukbokkeum eşleştirmeyi düşünüyorum. Tiktok'ta izledikten sonra, yan masaya gelen ve dakikalar içinde boşalan tabakları görünce, son kararım.
İster ilk Mandoo’n (mantı) ister yüzüncü pancake’in olsun, MukBap, Londra vegan listende daimi bir yer hak ediyor.
Ne ısmarlamalı: İlk buluşmada tabağın içinde kesinlikle Bibimbap.
Favorim: Makarna aşığıyım—menüde varsa, ister kabaktan diler pirinçten olsun hep sipariş ederim. Ama tatlı patates ve soya bazlı Japchae, “iki hafta geçince özlerim” notuyla özel bir yer edindi.
Bonus: Tatlı-ekşi sos her şeye uyum sağlıyor. Ben bir capsaicin bağımlısı acı avcısı olarak, iki kez uyarılmama rağmen, en acı sosu sipariş ettim. Ve şunu söyleyeyim: Bu konuda dikkatli ol.
