Bölüm İki: Süt ürünleri ve yumurtanın etik problemleri: Gerçekte neler oluyor?
- The Vegan Gazette
- 7 May
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 9 May
Şu soruya cevap vererek başlayalım: Aslen neden veganız?
Bitkilerin, meyvelerin ve tahılların içindeki besin değerlerini öğrenip bedenimizle daha sağlıklı bir ilişki kurduğumuz için mi? Evet, olabilir, sebeplerden biri. Kalp krizi, diyabet, kanser gibi pek çok hastalık karşısında doğru beslenme şekli olduğundan mı? Bonus diyelim; daha uzun ve mutlu yaşamak, kim istemez? Karbon ayak izimizi azaltmak, nefes alabildiğimiz, felaketlerden uzak, ortak geleceğimiz için elimizden geleni yapma çabamızdan mı? Evet. Güçlü bir neden. Asıl sebep şu: Biz hayvanlar için veganız. Hayvanlar derken sadece evimizde beslediğimiz için ailemizden biri olarak kabul ettiğimiz, yavrumuz olarak gördüğümüz kediler, köpekler, tavşanlar değil, videolarına bakamadığımız için “kapat kapat!” diyerek başımızı çevirdiğimiz, tabağımızda et parçası olarak sonlanmak için mezbahalarda kesilen koyunlar, kuzular, hindiler, tavuklar, danalardan bahsediyoruz. Onların konuşamadığı yerde sesimizi yükseltmek ve bu sisteme hayır demek için veganız.
Süt içmiyoruz, süt ürünleri tüketmiyoruz çünkü:
Hiç sütün evine nasıl geldiğini düşündün mü? Muhtemelen hayır; yoksa tüketmezdin. Bir inek, suni yollarla hamile bırakılıyor ve yaklaşık 283 gün sonra yavruluyor; yavru doğumdan hemen sonra annesinden koparılıp makinelerden akan ikame ile besleniyor. Anne inek, üretimi artırmak için genellikle antibiyotik yardımıyla yaklaşık on ay boyunca sağılıyor. Süt pastörize ediliyor, fabrikalarda paketlenip, raflara yerleştiriliyor. Yaklaşık 60 gün süren süt vermediği dönemin ardından yeniden suni yollarla, bedenine müdahale edilerek hamile bırakılıyor. Bu döngü, ineğin verimliliği düşene kadar devam ediyor ve sonunda kesime gönderiliyor. İnek, doğurduğu buzağıları besleyemiyor, onlarla tanışamıyor. Bu durum, kadın bedeni üzerindeki hegemonyayı gündeme getirerek, eko-feminist bir bakış açısıyla başka sorular doğuruyor.

Eğer süt, peynir ve yoğurt tadını arıyorsan, iyi haber: Geçiş çok kolay. Büyük şehirlerdeki hemen her mağazada, artık bu ürünlerin bitkisel bazlı alternatifleri mevcut: Peynir severlerin bile ayırt edemeyeceği parmesan, latte’leri kremalı yapacak yulaf, soya, bezelye ya da badem sütleri ve cacık için mükemmel yoğurtlar. Sadece peynir özelinde, İngiltere’de I’m Nut Ok, Kinda Co, La Fauxmagerie, Violife, Sheese, gibi markaların yanı sıra Philadelphia, Applewood ve Babybel gibi popüler markaların vegan versiyonları satışta. Liste uzayıp gidiyor, ancak ambalajlı ürünlerden kaçınmak isteyenler için, aşağıda, The Recipe bölümümüzde anlatacağımız gibi, evde kolayca hazırlanabilen vegan peynir tarifleri var.
Yumurta yemiyoruz çünkü:
Kümeslerde neden sayısız tavuğun başında bir horoz bulunduğunu hiç düşündün mü? Biz düşündük ve araştırdık. Öğrendiklerimiz yumurta yemememizin nedeni. Arka bahçede bile tavuk besleniyor olsa hayvancılık endüstrisinin işine yarayanı dişi tavuklar. Yeni teknolojiler, daha yumurtadayken erkek civcivleri belirleyip öldürüyor. Bu, ne yazık ki en iyi ihtimal. Çoğunlukla horozlar boyunları kırılarak veya makinelerle öldürülüyor, çünkü işe yaramıyorlar. Seçilen tavuklar, yılda yalnızca 10-15 yumurta verebilecekken, GDO’lu yemlerle beslenerek 300’e kadar yumurta vermeleri sağlanıyor. Yumurta üretmek için kendi bedenlerindeki kalsiyumu kullanan tavuklar, fabrikalarda giyotin altına girmemişlerse, kemik erimesi nedeniyle eceliyle ölüyor. VVe tüm bunlar, etin, sütün ve yumurtanın tadından vazgeçemediğimiz için yaşanıyor.

Peki, neden Just Egg, Oggs, Crackd gibi ürünleri veya ev yapımı aquafaba’yı denemiyoruz? Aquafaba, nohut gibi baklagillerin haşlandıktan ya da süzüldükten sonra kalan suyudur ve temel bir vegan malzeme. Tarife göre, yumurta yerine elma püresi, keten tohumu ya da yumuşak tofu gibi alternatifleri kullanabilirsin.
Vegan dünyası geniş; keşfetmeye ve kendini dönüştürmeye açık bir alan, merak ettiğinde.